- A +
Kayı köyü II. Murat vakfı ile kurulmuştur. Tahmini 1430 ile 1440 yılları arasında Kastamonu Tosya civarından Oğuzların Kayı boyundan olan Hacıbalioğlu sülalesi tarafından kurulmuştur. Köy mezarlığında bu sülaleye ait 1530 yıllarından itibaren yazılı mezar taşları mevcuttur. (1920 yılında köy mezarlığının hemen üstünde bulunan askeri karargah denizden Yunan gemilerince bombalanırken defalarca isabet almış ve mezar taşlarının bir çoğu tahrip olmuştur.)
Köyün ilk yerleşim yeri dokuz yalak mevkii civarıdır. O civardaki arazilerin eski tapu kayıtlarında II. Murat vakfı olduğu bilgisi mevcuttur. Ancak şu an köyde eski yerlilerden kimsenin erkek tarafından soyu devam etmemektedir. En son Çanakkale Savaşında nesillerini devam ettirecek delikanlılar (Hacıbalioğlu Mehmetoğlu Osman şehadet 18 Nisan 1915 15 yaşında şehit olmuşlardır. Bugün için eski ailelerden; köye 1800'lü yıllarda yerleşen ailelerin Çanakkale Savaşına katılmayan erkeklerinin soyu devam etmektedir.
O ailelerden biri 3 oğlundan 2 sini Çanakkale Savaşına göndermiş, bir oğlu şehit olup (Mıstık oğlu Süleyman 16 yaşında), diğer oğlu (Mıstık oğlu Hüseyin) da Çanakkale Savaşına katıldıktan sonra evine dahi uğramadan Yemen cephesine gidip İngilizlere esir düşmesiyle 7 yıl esaret hayatı yaşadıktan sonra köyüne dönerek neslini devam ettirmiştir. Kurucu Hacıbalioğlu sülalesinden köyde kalan Kocaağa Mehmet erkek evladını Çanakkale Savaşında şehit verdikten sonra, Kırkepenekli'ye gelin ettiği kızını, (eşi Çanakkale'de şehit oluyor) kızı ve oğlu ile yanına alıyor ve Hacıbalioğlu hanesi Gülçiftçi ve Özballar olarak devam ediyor.
Köye Balkanlardan ilk göçler 1925'te şu anki Makedonya'nın Üsküp şehrinin Hamzalı köyünden Arnavut kökenli 5 aile gelmiştir. Bu aileler burada Haşim Ağa'ya ait olan mekanı satın alarak yerleşmişlerdir. (Kayılı Haşim Ağa 1926 yılında köyden akrabası olan biriyle traktör alıyor fakat traktör paylaşılamıyor ve kavga gürültü derken Haşim Ağa'nın bir kızı öldürülüyor. Haşim Ağa daha sonra mülkünü satarak daha önce diğer kızını verdiği Yarabsanlı Haşim Ağanın yanına gidiyor.)
Daha sonra 1929 dan itibaren bugünkü Bulgaristan'daki Türk şehri Kırcaali ve köylerinden (Salifler, Hacımehmet, Adalı, Otmanköy, Köseler, ...) dağlı denilen köylüler gelerek köyün üst tarafındaki hazine arazilerine yerleştirilmişlerdir. Daha sonra devlet tarafından 10'ar dönüm arazi verilmiştir. 1951 yılında da İskan hakkı olarak araziler 40'ar dönüme tamamlanmıştır.
Tekirdağ merkez ilçesi Süleymanpaşa'ya 5 km uzaklıktadır.
Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.
Köyde, ilköğretim okulu vardır ancak kullanılamamakta, taşımalı eğitimden yararlanılmaktadır. Köyün içme suyu şebekesi ve kanalizasyon şebekesi vardır. PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı vardır ancak sağlık evi yoktur. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.
2019 yılı nüfusu 309 kişidir.
6 Aralık 2012 tarihinde Tekirdağ’ın Büyükşehir statüsü kazanmasından sonra tüm köyler mahalleye dönüşmüştür.